logo logo logo logo
  • Doğa Yürüyüşleri
    • İzmir Doğa Yürüyüşleri
    • İzmir Bireysel Doğa Yürüyüşü
    • Dağ Doğa Fotoğraf Yürüyüşü
    • Anne Çocuk doğa yürüyüşü
    • Karadeniz Fotoğraf Kampı
    • Gece Doğa Yürüyüşleri
  • Doğa Sporları
    • Kalebahçe Çiftlik Evleri
    • Dağcılık
    • Kampçılık
    • Kanyoning
    • Kaya Tırmanışı
    • Rafting
    • Yamaç Paraşütü
    • Su Sporları
  • Trekking
    • Kaçkarlarda Trekking
    • Aladağlar'da Trekking
    • Efeler Yolu Trekking
    • İzmir'de Trekking
    • Bolkarlar Foto-Trek
  • Haberler
  • Blog
    • Yol Hikayeleri
    • Faydalı Bilgiler
    • Dere Tepe Türkiye
  • İletişim
  • Doğada yaşam becerisi ve Kampçılık

    1. Patikatrek
    2. Haberler-Duyurular
    3. Doğada yaşam becerisi ve Kampçılık

Doğada yaşam becerisi ve Kampçılık

Grubumuzun  en son kamp için bir araya geldiği günden bu yana  bir hayli zaman geçmişti.Kamp yaşamını  bir çoğumuz gibi ben de  çok  özlemiştim. KARACADAĞ yaylası eğitim kampımız işte bu arzuların yoğunlaşması sonucunda kendiliğinde program dışı olarak  ortaya çıktı. 10 Mart Cumartesi sabahı her zamanki buluşma  yerimize herkes zamanında ve tam takım gelmişti.Kampın heyecanı ile güne başlarken, tüm arkadaşlarımızın gözlerindeki ışık kamp heyecanımıza biraz daha  coşku katıyordu.Diyoruz ya doğanın kokusunu bir kez  içinize çektiniz mi, berrak akan  derelerin suyundan da bir yudum aldınız mı artık öyle kolayın vazgeçemezsiniz bu zevkten. İşte ben de her faaliyet öncesi yaşadığım o coşku dolu duyguları  bir kez daha yaşayarak,içimi ısıtan dostlukların varlığıyla huzurlu  bir şekilde  kamp çantamı  yüklendim.

 

Her türlü bilgiyi, sevinci, hüznü,mutluluğu paylaşmanın güzelliği  yanında tabi ki Ataköy’de yaptığımız sabah kahvaltısının muhteşem tadını da paylaşarak kamp alnına vardığımızda bizi çoban Nuri karşıladı. Kamp atacak olduğumuz mevkii hakkında  ve  gece karşılaşacağımız tehlikelerden korunma yöntemlerine kadar bir dizi konudan bahsederek bize ilk eğitimi de  Nuri vermiş oldu.Sonradan anladık ki kendisi giderken köpeği Güdüğü de  bizim başımıza nöbetçi bırakmış .Güdük,  kampımız süresince uzaktan,  bizi ve  kampı sürekli  gözlem altında tutarak görevini başarı ile gerçekleştirdi.

 

Şehir yaşamının bilinen  kalabalığından ve gürültüsünden kurtulmuş olmanın  verdiği  keyif ile, yoğun ve stresli geçen bir haftanın sonunda , doğanın ortasında , sevdiğim dostlarımla, dağ laleleri arasında , çam kokulu ormanların içinde , kuşların bize hoş geldiniz der gibi cıvıltılarını dinlemek çok büyük bir ayrıcalıktı.

 

Yazımın başında da bahsettiğim gibi bu bir eğitim kampıydı, ,haftalık olağan toplantılarımızda Zeynel hocamızın verdiği bilgileri , bu sefer Nevin Hocamızın bilgileri ile harmanlayarak ve uygulamalı olarak yapıyorduk.İşe önce çadır kurmadan başladık.Çadırın içi nasıl düzenlenir, bagaj kısmı nasıl kullanılır, en zor şartlarda çadırda nasıl yaşanır, giysilerin korunmasından, yiyeceklerin nasıl tüketileceğine kadar tüm detaylarıyla öğreniyor ve  uygulama yapıyorduk.

 

Sabah  erken saatlerde bütün ekibi kamp alanına  kadar  getiren Zeynel ağbi ertesi gün doğa yürüyüş grubumuza kılavuzluk yapmak için kamptan erken saatlerde ayrıldı.Kampın kurulması esnasında Kamp ateşimiz için en uygun alanı  kendisi seçip,ateş yerini de yine  kendi elleriyle düzenleyerek,üstelik  gitmeden ateşi de yakmış ve “ ateşiniz şenlensin “ demişti. Biz de o ateşi gecenin ilerleyen saatlerine kadar şen tuttuk.

 

Akşam yemeği öncesi aperatif olarak köyden aldığımız 10 kg patates ve 5 kg soğanı közde pişirip yedikten sonra beyin jimnastiği olarak geleneksel kamp oyunlarımızdan olan sessiz sinemayı oynadık.Arkasından bilmeceler,fıkralar,yarışmalar…ve  hepsinden  güzeli  türkülerimizle  Karacadağın  nerdeyse elli yıllık sessizliğini  sonlandırdık…Gecenin  o muhteşem sessizliğine  nağmelerimiz eşlik etti.Aslına bütün bu  yaşananlar  klasik kamp yasamı olma dışında eğitimin de bir parçasıydı.Gecenin ilerleyen saatlerinde  her ne kadar  yemeğimiz olsa da  yemek pişirme konusunda da bir şeyler yapmak gerekiyordu… Gerçi Fatoş ve Hale sağ olsunlar kızartmaları dolmaları önceden yapmışlardı ama yinede eğitim şart diyerek, makarna pişirmeden iyi bir kamp aşanmış  sayılmazdı. İşte bu vesile ile  Sadık’ın  anlatmakla  bitiremediği meşhur  özelliklerini  gece boyunca diline doladığı  şanlı ocağını da görmek ve test etmek  imkanımız da olacaktı.

 

Hızlı bir  görev taksimatı  sonucunda Halil İbrahim soframız da aynı hızda kuruluverdi.

Yapanların ellerine, yiyerek eşlik edenlerinde ağızlarına sağlık olsun , her zamanki gibi, bir kamp için beş yıldızlı sayılacak bir soframız oldu...Gecenin büyük bir bölümünü ateş başında sıcak çaylarla ve sımsıcak sohbetlerle geçirdik.İlerleyen saatlerde ise birçoğumuz ilk kez uyku tulumu ile tanışma mutluluğunu da tatmış oldu…

Sabahın en  erken saatinde Nevin Hoca’mın  “ siz yatmaya mı geldiniz” diye bir bağırışı vardı ki anlatamam.Herkes korkusundan  sabah sporu olarak  30 mekik ve 20 şınav çekti.Hatta Ali Baba bile korkudan erkenden kalktı. O korkuyu  daha  üzerimizden atamamışken,  bir de sırt çantalı olarak  5 Km lik sabah  koşusu kampın  ciddiyetini kanıtladı.

 

Sabah kahvaltısı sonrasında sıra ilk yardım eğitimine gelmişti.Yaralanmalarda neler yapmalıyız, yaralının taşınması gerektiğinde ne şekillerde taşımalıyız,yaralı taşıma yolları gibi konular üzerinde eğitim yoğunlaştı.Bir  sırt çantasının  sadece  kamp  malzemesi taşıma dışında  başka ne işe yaradığını  ilk kez bu kamp esnasında öğrenmiş olduk.Batonların  yürüyüşler esnasında dayanak olarak kullanılmasının dışında hangi amaçlar için  kullanılacağını da tabi…

 

Bütün bunlara konsantre olmuş durumda eğitime devam ederken, bir anda gümbür gümbür naralar ve haykırışlar ile Zeynel hocamın  yürüyüş grubundaki arkadaşları kamp alanına getirmesi ve iki grubun bir anda  kaynaşması anlatılması gereken ayrı bir olay olarak  kamp güncesinde yer almalı bence.. Eeee !.. ne de olsa Zeynel Ağamın gelişi belli olmalıydı.Kısaca  yaralı taşıma tekniğini kampa gelen arkadaşlara da anlatarak , çadır toplama , çanta yerleştirme konusunda da bizlere bilgi verdi Nevin Hocam… Her iki grubun ateş başında birlikte yediği  öğle yemeği  ve  içilen çaylar sonrasında  bizler de çadırlarımızı toplayarak, sırt çantalarımızı alıp diğer arkadaşlarla yürüyüş parkurunda  günü yaşamaya devam ettik.

 

Çantalarla ormandan geçmek zaman zaman sıkıntılı olsa da zevkli bir parkuru tamamlayarak Özdere’ye aksam saat 18.00 de vardık.Sıcak çaylarımızı yudumlarken kısa  bir genel değerlendirmenin ardından  araçlarımıza binerek evli evine,köylü köyüne misali İzmir in yolunu tuttuk

 

Zevkli,heyecanlı,coşkulu ve samimi duygular yaşayarak geçirdiğimiz güzel bir hafta sonunda bize öncülük eden Zeynel hocama , bizimle her türlü bilgisini tecrübesini ve  tüm içtenliğiyle kamp  yaşamını ve bilgilerini bizimle  paylaşan Nevin Hocama, faaliyete gelerek iki günü paylaşan Serhat,Hale, Serkan, Özlem, Fatoş,Atilla,Elçin,Ali ve Sadık’a ve doğa yürüyüş grubu içindeki  tüm  arkadaşlarıma teşekkür ederim.

 

Yüreğinizden sevgi sıcaklığının eksilmemesi dileğiyle, sağlıkla kalın.

 

Dilek Uğraş

 

Fotoğrafların bir kısmına bu linkten ulaşa bilirsiniz.   http://picasaweb.google.com/dilek.ugras/KARACADAGKAMP

İzmir Fotoğraf Akademisi
Türkü Tur
Pokutsal
GeziPort
Molarize
Time Travel
Patikatrek
  • Anasayfa
  • Doğa Yürüyüşleri
  • Doğa Sporları
  • Trekking
  • Haberler
  • Yol Hikayeleri
  • Faydalı Bilgiler
  • Dere Tepe Türkiye
Kurumsal
  • Hakkımızda
  • Hizmet Sözleşmesi
  • Risklerin Kabulü ve Muafiyet Sözleşmesi
  • ÜYELİK
  • Gizlilik Sözleşmesi
Bize Ulaşın
Patikatrek Doğa Sporları Eğitim Merkezi
  • Kıbrıs Şehitleri Cad. 1485 Sokak N0 8 - A
    Alsancak - Konak - İZMİR
  • E-Posta: [email protected]
  • GSM: +90 (533) 634 0989
  • Tel: +90 (232) 408 0206
Bizi Takip Edin

Bizi Sosyal Medya hesaplarımızdan takip edebilir, aklınızdakileri sorabilir, etkinlik takvimleri hakkında bilgi alabilir, bireysel, kapalı grup veya şirket içi eğitim ve organizasyonlar için teklif isteyebilirsiniz...

© 2003 - 2025 Tüm hakları Patikatrek'e aittir. İzinsiz kopyalanmaz. Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir. | Web tasarım: nfs.com.tr